Novel, which has found its proper place among the written forms of Turkish literature, is a continuation of oral story telling and listening. It first appeared as translations or imitation of Western Works, but despite tendency for westernization, local cultural elements were used in many cases together with western elements. Our novelists, who opened a new way between the tradional and the western, made use of the elements of folk culture in order to get people embrace novels, which was in deed a new genre in Turkish literature. The Convention for the Safeguarding the Intangible Cultural Heritage, which was accepted by UNESCO in 2003 and came into force in 2005, determined that “Intangible Cultural Heritage” include oral traditions and expressions, performing arts, social practices, rituals and festive events, knowledge and practices concerning nature and universe and traditional craftsmanship. The aim of this Convention is to protect the elements of “oral and traditional culture” which are subject of disciplines of folklore and antropology. This article aims at demonstrating elements of intangible cultural heritage, which were present in the Turkish novel since Tanzimat period. The study has descriptive character and it evaluates the ways, through which novelists were fed by folk culture and how these were reflected in their novels with a new perspective through document analysis technique. The novels under this study, are evaluated from the viewpoint of how intangible cultural heritage, such as rituals, oral presentation, knowledge, skills and cultural environments were used in these novels.
literature Turkish novel intangible cultural heritage folk culture.
Batılılaşma ile Türk edebiyatında yazın türleri arasında yerini alan roman, yüzyıllardır devam eden anlatma ve dinlemeye dayalı sözlü hikâyelerin devamı niteliğindedir. İlk romanlarımız, Batı eserlerinden yapılan tercüme ve taklit yoluyla yazılır, ancak Batılılaşma hareketine rağmen kimi eserlerde Batı kültürü ve Türk halk kültürü unsurları iç içe kullanılmıştır. Gelenek ve Batı kültürü arasında kendilerine bir yol açan romancılarımız, Türk edebiyatında yeni bir tür olan romanı halka benimsetmek amacıyla eserlerinde halk kültürü unsurlarından yararlanırlar. UNESCO tarafından 2003 yılında kabul edilen ve 2005 yılında yürürlüğe giren “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”nde sözlü anlatımlar, sözlü gelenekler, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüel ve festivaller, halk bilgisi, evren ve doğa ile ilgili uygulamalar, el sanatları geleneği somut olmayan kültürel miras unsurları olarak belirlenmiştir. Somut olmayan kültürel miras sözleşmesinin amacı, “sözlü ve geleneksel kültür” gibi halkbilimi ve antropoloji disiplinlerinin alanlarına giren unsurları korumaktır.Bu makale, Tanzimat döneminden başlayarak Türk romanında yer alan somut olmayan kültürel miras unsurlarını göstermeyi amaçlamaktadır. Betimsel nitelikte olan bu araştırmada, doküman analizi yöntemi ile yazarların halk kültüründen beslenerek bunları yeni bir bakış açısıyla eserlerinde kullanış biçimleri değerlendirilmiştir. İnceleme kapsamında ele alınan romanlar ritüeller, sözlü anlatılar, bilgi, beceri ve kültürel mekânları kapsayan “somut olmayan kültürel miras” unsurlarının kullanılışı açısından ele alınmıştır.
Edebiyat Türk romanı somut olmayan kültürel miras halk kültürü.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014Cilt: 2 Sayı: 3 |
Ana Dili Eğitimi Dergisi Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.