BibTex RIS Kaynak Göster

-

Yıl 2013, Cilt: 1 Sayı: 4, 22 - 37, 01.12.2013
https://doi.org/10.16916/aded.15992

Öz

Education is the most important result in humans revealed by the people. To ensure compliance with the community and individuals with personality, his future will be the same qualities with individual communities equal parenting factors. Next to the man's temperament will conduct after the formation of personality also depends on the character. At this point, the importance of character education. In this study, 7. The stories in their class Turkish character traits in terms of character education, character development, and messages. These characters are the characters, the story, what texts are handled and how to answer questions such as what the students giving the characters were sought. Data from the Ministry of education and the Koza Publications 7. Class Turkish textbooks have been getting eight stories contained in the text. Qualitative research methods in the study document scanning method and content analysis technique. Findings and interpreted in terms of character education made suggestions

Kaynakça

  • Aşkın, M. (2007). Kimlik ve Giydirilmiş Kimlikler. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 10 (2), 213-220.
  • Aytaç, S. (2000). İnsanı Anlama Çabası. Bursa: Ezgi Yayınları.
  • Çağdaş, A. (2002). Anne-Baba-Çocuk İletişimi. Ankara: Nobel Yayınları.
  • Destebaşı, F. (2011). Çocuk edebiyatı eserlerinin 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin karakter gelişimine etkisi, Abant
  • İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçe Eğitimi, Bolu, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi
  • Ergün, M.(1994). Eğitim Sosyolojine Giriş. Ankara: Ocak Yayınları.
  • Gossett, H.A. (2006). The missing link: character education, unpublished dissertation. Capella University, Minosata, USA
  • Karaca, F. B. (2008). Karakter eğitimi 1. Eğitim Bülteni Dergisi, Yıl 6, Sayı:22
  • Karatay, H. (2011). Karakter eğitiminde edebi eserlerin kullanımı. Turkish Studies. 6(1), 1398-1412.
  • Kılınç, A. ve Akyol, Ş. (2009). İlköğretim 6. sınıf türkçe ders kitaplarında yer alan sevgi temasının değerler eğitimi
  • açısından incelenmesi. I. Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi, Çanakkale, Çanakkale Onsekiz Mart
  • Üniversitesi Eğitim Fakültesi
  • Kulaksızoğlu, A. (1999). Ergenlik psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi.
  • Milli Eğitim Bakanlığı. (2006). İlköğretim Türkçe dersi (6, 7, 8. sınıflar) öğretim programı. Ankara: Millî Eğitim
  • Bakanlığı Yayınları.
  • Oğuzkan, A. F. (2001). Çocuk edebiyatı. Ankara: Anı Yayınları.
  • Özgü, H. (1969). Şahsiyet. Özgü Yayınları, İstanbul
  • Sever, S. (1998). Dil ve iletişim (Etkili yazılı ve sözlü anlatım). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
  • Dergisi. 31 (1): 51–66.
  • Sever, S. (2007). Çocuk edebiyatı. Ankara: Kök Yayınları.
  • Uysal, F. (2008) Karakter eğitimi programlarının değerlendirilmesi. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
  • Enstitüsü, İstanbul, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi EK: Bulunan Para Babaannesi eğilmiş, Vedat’ın pabuçlarını bağlıyordu. Az sonra birlikte çarşıya çıkacaklardı.
  • Aslında evin alışverişini Vedat’ın annesi yapardı. Babaanneyle torun ise her akşamüzeri çarşıya çıkmak
  • bağlamanın insana ne zor geldiğini bilirsiniz. Ama öğrendikten sonra da “Ne kadar basitmiş ” diye şaşarsınız. “İnsanın büyümesi, ayakkabısını kendisinin bağlamasından mı belli olur?” diye sordu Vedat. “Başka şeyler de vardır elbette. Büyüdükçe insanın bilgisi artar, güçlenir, daha hızlı koşar…” “Sen benim kadar hızlı koşamıyorsun ki babaanne. Ben senden daha mı büyüğüm? Sen henüz
  • büyümedin mi yani?” “Büyüdüm, sonra da yaşlandım. O yüzden hızlı koşamıyorum artık. İkinci çocukluğuma
  • başlıyorum şimdi.” “Yani büyüyüp de küçüldün mü?” Ne diyeceğini kestiremeyen yaşlı kadın güldü. “Hayır, yavrum.” dedi sonunda. “Büyümüş de küçülmüş olan sensin ” Vedat da güldü. Birlikte sokağa çıktılar. Güneşli bir sonbahar günüydü. Akasyaların yaprakları
  • iyice dökülmüş, dalları çıplak kalmıştı. Hafif bir esinti, yerdeki sarı yaprakları önüne katmış
  • sürüklüyordu. Vedat, kazağını giydiğine sevindi. Köşe başında akşam simidi satan delikanlının sırtında
  • yalnızca gömlek vardı. Üşüyor olmalıydı. Bakkalı ve yeni acılan manavı geçip caddeye doğru yürüdüler. Vedatların oturduğu sokak pek
  • gürültülü değildi. Ama caddeye yaklaştıkça arabaların korna sesleri duyuluyordu. “Parkta biraz oturacak mıyız yine?” diye sordu Vedat. “Oturacağız elbette.” diye karşılık verdi babaannesi. “Orayı ben de senin kadar seviyorum.” Tahta sıralardan çoğu boştu. Bir tanesine iliştiler. Parkın ortasına bir havuz yapılıyordu ama
  • henüz bitmemişti. Kenarlarının çimentosu bile kurumamıştı. Babaannesinin söylediğine göre
  • sonradan içi mavi mozaikle kaplanacak, suyla doldurulacaktı. Kırmızı balıklar yüzecekti içinde. “Kim bilir ne güzel olacak ” dedi Vedat. “Balıklara ekmek atabilir miyim o zaman?” “Atabilirsin elbette.” “Eski evimizin yakınındaki parkta kuşlar da vardı. Burada neden yok?” “Çünkü burada kuşların yuva kurabileceği gibi büyük ağaçlar yok henüz. Fidanlar daha geçen
  • yıl dikilmiş.” “Eğer kuşlar büyük ağaçları seviyorsa neden fidan dikmişler buraya? Neden doğrudan
  • doğruya büyük ağaçlar dikmemişler?” Böyle sorular sorduğunda Vedat’a takılmayı severdi babaanne. Ama bu kez şaka yapmadı,
  • anlayışla gülümsedi. “Ağaçlar böyle küçükken dikilir yavrum” diye açıkladı. “Sonradan büyürler,
  • yükselirler, dallarına kuşlar yuva yapar, gölgelerinde insanlar oturur. Yıllar geçecek. Bu gördüğün ince
  • fidanlar görkemli birer ağaç olacak. Sen de büyüyüp genç bir adam olacaksın.” Vedat anlamaya başlıyordu. Bazı şeyler zaman alıyordu. Parkın bir bölümüne çim ekilmişti. Alçak duvar boyunca renkli kadife çiçekleri sıralanıyordu. Şimdiden güzeldi park. Ağaçlar
  • Burada oturalım biraz daha. Parkı çok sevdiğini söyleyen sendin.” Vedat omuzlarını kaldırdı. Doğrusu parkı seviyordu sevmesine ama bulduğu parayla
  • Kızmadın bana, değil mi?” Babaannesine kızabilir miydi Vedat hiç? Öyle çok seviyordu ki onu “Peki, yirmi liraysa sahibini
  • aramamıza gerek yok mu?” “Değmez. Üstelik bir şey daha var. Bu yirmi liralık çok eski. Artık kullanılmıyor. Hiçbir yerde
  • geçmiyor. Başka bir deyişle elindeki paranın hiçbir değeri yok. Hiçbir şey alınmaz onunla.” Vedat neşeli bir kahkaha attı. Babaannesi sürprizlerle doluydu her zaman. Onunla birlikte
  • bulunmak öyle eğlenceliydi ki… “Hadi,” dedi yaşlı kadın. “Fırına gidip ekmeklerimizi alalım, sonra da eve dönelim artık. O
  • parayı bugünün bir anısı olarak saklarsın.” Bu anı Vedat için on tane bisikletten daha değerliydi. Parayı pantolonunun cebine soktu.
  • Tahta sıradan kalktılar. El ele tutuşup parkın kapısına doğru yürüdüler. Sulhi DÖLEK

7. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarındaki Hikâyelerin Karakter Eğitimi Açısından İncelenmesi

Yıl 2013, Cilt: 1 Sayı: 4, 22 - 37, 01.12.2013
https://doi.org/10.16916/aded.15992

Öz

Eğitimin insanda ortaya çıkardığı en önemli sonuç kişiliktir. Kişilik sahibi birey, yaşadığı topluma uyum sağlayacak ve gelecek kuşaklara da aynı niteliklere sahip birey yetiştirmede etken olacaktır. Kişiliğin oluşması mizaç yanında insanın doğduktan sonra kazanacağı karaktere de bağlıdır. Bu noktada da karakter eğitiminin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, 7. Sınıf Türkçe ders kitaplarındaki hikâyeler karakter özellikleri, karakter gelişimi, karakter eğitimi ve iletiler açısından değerlendirilmiştir. Hikâye metinlerinde ne gibi karakterlerin bulunduğu, bu karakterlerin metinlerde nasıl işlendiği ve karakterlerin öğrencilere neler kazandırdığı gibi sorulara cevap aranmıştır. Veriler MEB ve Koza Yayınları’na ait 7. Sınıf Türkçe ders kitaplarında yer alan sekiz hikâye metninden elde edilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman tarama yöntemi ve içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular yorumlanmış ve karakter eğitimi açısından önerilerde bulunulmuştur

Kaynakça

  • Aşkın, M. (2007). Kimlik ve Giydirilmiş Kimlikler. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 10 (2), 213-220.
  • Aytaç, S. (2000). İnsanı Anlama Çabası. Bursa: Ezgi Yayınları.
  • Çağdaş, A. (2002). Anne-Baba-Çocuk İletişimi. Ankara: Nobel Yayınları.
  • Destebaşı, F. (2011). Çocuk edebiyatı eserlerinin 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin karakter gelişimine etkisi, Abant
  • İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçe Eğitimi, Bolu, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi
  • Ergün, M.(1994). Eğitim Sosyolojine Giriş. Ankara: Ocak Yayınları.
  • Gossett, H.A. (2006). The missing link: character education, unpublished dissertation. Capella University, Minosata, USA
  • Karaca, F. B. (2008). Karakter eğitimi 1. Eğitim Bülteni Dergisi, Yıl 6, Sayı:22
  • Karatay, H. (2011). Karakter eğitiminde edebi eserlerin kullanımı. Turkish Studies. 6(1), 1398-1412.
  • Kılınç, A. ve Akyol, Ş. (2009). İlköğretim 6. sınıf türkçe ders kitaplarında yer alan sevgi temasının değerler eğitimi
  • açısından incelenmesi. I. Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi, Çanakkale, Çanakkale Onsekiz Mart
  • Üniversitesi Eğitim Fakültesi
  • Kulaksızoğlu, A. (1999). Ergenlik psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi.
  • Milli Eğitim Bakanlığı. (2006). İlköğretim Türkçe dersi (6, 7, 8. sınıflar) öğretim programı. Ankara: Millî Eğitim
  • Bakanlığı Yayınları.
  • Oğuzkan, A. F. (2001). Çocuk edebiyatı. Ankara: Anı Yayınları.
  • Özgü, H. (1969). Şahsiyet. Özgü Yayınları, İstanbul
  • Sever, S. (1998). Dil ve iletişim (Etkili yazılı ve sözlü anlatım). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
  • Dergisi. 31 (1): 51–66.
  • Sever, S. (2007). Çocuk edebiyatı. Ankara: Kök Yayınları.
  • Uysal, F. (2008) Karakter eğitimi programlarının değerlendirilmesi. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
  • Enstitüsü, İstanbul, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi EK: Bulunan Para Babaannesi eğilmiş, Vedat’ın pabuçlarını bağlıyordu. Az sonra birlikte çarşıya çıkacaklardı.
  • Aslında evin alışverişini Vedat’ın annesi yapardı. Babaanneyle torun ise her akşamüzeri çarşıya çıkmak
  • bağlamanın insana ne zor geldiğini bilirsiniz. Ama öğrendikten sonra da “Ne kadar basitmiş ” diye şaşarsınız. “İnsanın büyümesi, ayakkabısını kendisinin bağlamasından mı belli olur?” diye sordu Vedat. “Başka şeyler de vardır elbette. Büyüdükçe insanın bilgisi artar, güçlenir, daha hızlı koşar…” “Sen benim kadar hızlı koşamıyorsun ki babaanne. Ben senden daha mı büyüğüm? Sen henüz
  • büyümedin mi yani?” “Büyüdüm, sonra da yaşlandım. O yüzden hızlı koşamıyorum artık. İkinci çocukluğuma
  • başlıyorum şimdi.” “Yani büyüyüp de küçüldün mü?” Ne diyeceğini kestiremeyen yaşlı kadın güldü. “Hayır, yavrum.” dedi sonunda. “Büyümüş de küçülmüş olan sensin ” Vedat da güldü. Birlikte sokağa çıktılar. Güneşli bir sonbahar günüydü. Akasyaların yaprakları
  • iyice dökülmüş, dalları çıplak kalmıştı. Hafif bir esinti, yerdeki sarı yaprakları önüne katmış
  • sürüklüyordu. Vedat, kazağını giydiğine sevindi. Köşe başında akşam simidi satan delikanlının sırtında
  • yalnızca gömlek vardı. Üşüyor olmalıydı. Bakkalı ve yeni acılan manavı geçip caddeye doğru yürüdüler. Vedatların oturduğu sokak pek
  • gürültülü değildi. Ama caddeye yaklaştıkça arabaların korna sesleri duyuluyordu. “Parkta biraz oturacak mıyız yine?” diye sordu Vedat. “Oturacağız elbette.” diye karşılık verdi babaannesi. “Orayı ben de senin kadar seviyorum.” Tahta sıralardan çoğu boştu. Bir tanesine iliştiler. Parkın ortasına bir havuz yapılıyordu ama
  • henüz bitmemişti. Kenarlarının çimentosu bile kurumamıştı. Babaannesinin söylediğine göre
  • sonradan içi mavi mozaikle kaplanacak, suyla doldurulacaktı. Kırmızı balıklar yüzecekti içinde. “Kim bilir ne güzel olacak ” dedi Vedat. “Balıklara ekmek atabilir miyim o zaman?” “Atabilirsin elbette.” “Eski evimizin yakınındaki parkta kuşlar da vardı. Burada neden yok?” “Çünkü burada kuşların yuva kurabileceği gibi büyük ağaçlar yok henüz. Fidanlar daha geçen
  • yıl dikilmiş.” “Eğer kuşlar büyük ağaçları seviyorsa neden fidan dikmişler buraya? Neden doğrudan
  • doğruya büyük ağaçlar dikmemişler?” Böyle sorular sorduğunda Vedat’a takılmayı severdi babaanne. Ama bu kez şaka yapmadı,
  • anlayışla gülümsedi. “Ağaçlar böyle küçükken dikilir yavrum” diye açıkladı. “Sonradan büyürler,
  • yükselirler, dallarına kuşlar yuva yapar, gölgelerinde insanlar oturur. Yıllar geçecek. Bu gördüğün ince
  • fidanlar görkemli birer ağaç olacak. Sen de büyüyüp genç bir adam olacaksın.” Vedat anlamaya başlıyordu. Bazı şeyler zaman alıyordu. Parkın bir bölümüne çim ekilmişti. Alçak duvar boyunca renkli kadife çiçekleri sıralanıyordu. Şimdiden güzeldi park. Ağaçlar
  • Burada oturalım biraz daha. Parkı çok sevdiğini söyleyen sendin.” Vedat omuzlarını kaldırdı. Doğrusu parkı seviyordu sevmesine ama bulduğu parayla
  • Kızmadın bana, değil mi?” Babaannesine kızabilir miydi Vedat hiç? Öyle çok seviyordu ki onu “Peki, yirmi liraysa sahibini
  • aramamıza gerek yok mu?” “Değmez. Üstelik bir şey daha var. Bu yirmi liralık çok eski. Artık kullanılmıyor. Hiçbir yerde
  • geçmiyor. Başka bir deyişle elindeki paranın hiçbir değeri yok. Hiçbir şey alınmaz onunla.” Vedat neşeli bir kahkaha attı. Babaannesi sürprizlerle doluydu her zaman. Onunla birlikte
  • bulunmak öyle eğlenceliydi ki… “Hadi,” dedi yaşlı kadın. “Fırına gidip ekmeklerimizi alalım, sonra da eve dönelim artık. O
  • parayı bugünün bir anısı olarak saklarsın.” Bu anı Vedat için on tane bisikletten daha değerliydi. Parayı pantolonunun cebine soktu.
  • Tahta sıradan kalktılar. El ele tutuşup parkın kapısına doğru yürüdüler. Sulhi DÖLEK
Toplam 44 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Mehmet Kurudayıoğlu

Bayram Baş

Necmi Aytan

Yayımlanma Tarihi 1 Aralık 2013
Yayımlandığı Sayı Yıl 2013Cilt: 1 Sayı: 4

Kaynak Göster

APA Kurudayıoğlu, M., Baş, B., & Aytan, N. (2013). 7. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarındaki Hikâyelerin Karakter Eğitimi Açısından İncelenmesi. Ana Dili Eğitimi Dergisi, 1(4), 22-37. https://doi.org/10.16916/aded.15992

88x31.png

Ana Dili Eğitimi Dergisi Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.